Turnuvada ilk haftanın son gününde pek
beklenmedik sonuç olmadı diyebilirim, favoriler maçlarını kazanarak bir üst
tura yükseldiler. Günün en dikkat çeken karşılaşması ise dünya 1 numarası Serena Williams ile dünya 30 numarası Kristina
Mladenovic arasındaydı. Serena, Fransa’nın son yıllardaki en
iyi isimlerinden biri olan Kiki
Mladenovic karşında da oldukça sağlam bir performans gösterdi. Ev sahibi rakibini
6-4 7-6’lık iki sette geçmeyi başaran Serena
dördüncü tura yükseldi.
Serena’nın ablası Venus Williams da bir başka Fransız oyuncu, Alize Cornet ile karşılaştı.
Venus için ise Serena kadar rahat bir maç geçirmedi denilebilir ancak yine de
final setine uzayan maçı kazanmayı bildi. Maçı 7-6 1-6 6-0’lık üç sette
kazanmayı başaran Venus dördüncü
tura yükseldi.
Günün kadınlardaki tek sürprizi ise bence Ana Ivanovic - Elina Svitolina maçından geldi. Bu turnuvada 2008 yılında şampiyon olmuş hatta geçen sene de müthiş bir
performans gösteren ve yarı final oynayan Ana
Ivanovic, daha önceki tüm karşılaşmalarda yenmeyi başardığı Svitolina’ya mağlup olup turnuvaya veda
etti. Daha önceki 7 karşılaşmalarında Svitolina
sadece 1 set alabilmişti rakibinden düşünün ancak bu maçta muhteşemdi. Maçın
ilk seti iki raketin de çokça karşılıklı servis kırdığı ve sonunda servislerine
tutunmaya başaranın ki bu Svitolina
oluyor kazandığı bir setti. İlk seti 6-4 alan Svitolina ikinci sete de müthiş başlamış ve bir anda 4-1’lik
üstünlük yakalamıştı ki Ivanovic’ten
bir direnç geldi. Ancak bu direnç yeterli olmadı ve bu seti de Svitolina 6-4 ile kazandı. Bu sene zorlu
bir yıl geçiren Ivanovic’in geçen
sene buradaki hatta genel olarak olan inanılmaz performansından sonra en
azından Roland Garros’ta daha iyi
işler yapmasını bekliyordum ancak olmadı. Fakat Svitolina’dan ise harika bir performans geldi, gerçekten çok hak
ederek kazandı. Dördüncü turdaki rakibi ise Serena Williams olacak,
bakalım ona karşı neler yapacak?
Dünya 1 numarası Novak Djokovic ise
üçüncü turda Büyük Britanya’nın 2 numarası Aljaz
Bedene ile karşılaştı. Rafa Nadal’ın sakatlığı nedeniyle turnuvadan çekilmesi nedeniyle yolu
biraz açılan Djokovic, Bedene’yi 6-2 6-3 6-3’lük setlerle oldukça
rahat bir şekilde geçerek dördüncü tura yükseldi.
Günün güzel karşılaşmalarından biri de iki
genç yıldızın Dominic Thiem (sağda) ile Alexander Zverev’in karşılaşmasıydı. Bu karşılaşmanın galibi ise son
dönemin en formda isimlerinden biri olan dünya 13 numarası Thiem oldu. İlk seti kaybederek başladığı maçı 6-7 6-3 6-3 6-3’lük
setlerle kazanan Thiem bir sonraki
tura yükseldi. İki genç raketin mücadelesi ile en çok dikkat çeken şey ise
ikilinin kıyafetleri oldu. İkisi de Adidas
sponsorluğuna sahipler ve Adidas’ın bu
sene Roland Garros için özel olarak tasarladığı
zebra desenli kıyafeti giymiştiler. Böyle olunca zaten sosyal medyada ve tenis
dünyasında oldukça konuşulan ve zaman zaman dalga geçilen zebra kıyafetlerine
de çokça atıf yapıldı. Andy Murray’nin annesi Judy Murray’den bile
bununla ilgili oldukça eğlenceli bir tweet geldi. (Merak edenler buraya tıklayarak bahsettiğim tweete ulaşabilirler.)
Günün en üzücü haberi ise Jo-Wilfried Tsonga – Ernest Gulbis maçından geldi. İlk sette
5-2 önde olan Tsonga sakatlanınca maçı
yarıda bırakmak ve turnuvadan çekilmek zorunda kalmış. Turun en sempatik, en
eğlenceli isimlerinden biri olan Tsonga’nın
da sakatlık nedeniyle turnuvadan çekilmesi beni üzdü. Böylece bu sene Roland Garros’tan sakatlık nedeniyle
çekilen Azarenka, Nadal ve Federer gibi çok sevdiğim tenisçilerin arasına Tsonga da katılmış oldu. Gerçekten üzücü bir Roland Garros olmaya başladı. Umarım ki başka sakatlık görmeyiz. Bu
bana bir kez daha gösterdi ki en üzüldüğüm şeylerden bir sporcunun
sakatlandığını görmek veya duymak sanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder